6 Kasım 2019 Çarşamba

Benliğime





   Kasım 2019


   Hastalık. Nasıl bişi biliyor musunuz? Bu bedenen olan bir şey değil. Bu iki kişinin arasında olan kötü ve hatta iğrenç olan bir durumdan ibaret bir şey bu. Asla çıkamıyorum bu şeyin içinden. Evet bi ilişki istiyordum ama o ilişkiyi isterken karşındaki insanda karakter ve saygı istemeyi unutmuşum. Ben her geçen gün zehirleniyorum. Sanki her yanıma sülük yapıştırılmış ve ben o halde geziyormuşum gibi hissediyorum boğuluyorum.. O kadar çok acı çektim ki sanırım bunun tarifi olamaz diye düşünüyorum. Bir insanın başka bi insanı nasıl yorduğunu daha şimdi anladım sanırım. Tek istediğim bitsin ve gitsin!




   Ağustos 2018
 

   Çok uzun zaman geçti kendimle yüzleşmeyeli değil mi? Yüzleşmekten korktuğum içindir, sakın yanlış anlamayın korkak olduğumdan değil, sadece gücümü toplamaya çalışıyorum bu süre zarfında ama şöyle bir durum var şuan bu yazıyı yazarken inanın çok güçsüzüm. En güçsüz zamanlarımdan birinde değilim fakat bilirsiniz ya işte o duyguyu toparlanmaya çalışırsınız ama başarısız olursunuz ama ne bir şey kazanamamışsınızdır nede kaybetmişsinizdir bu şey gibi biraz 'bataklıkta çırpındıkça batarsınız' bu durumda değilim tamam, omuzlarıma kadar bataklıkta olduğum doğru ama çırpındıkça da batmıyorum da, sabit kalıyorum. Kıpırdasam da çırpınsam da olduğum sabitlendiğim yerden ayrılamıyorum. Zaman ve mekandan soyutlandım, bu bir lütuf mu yoksa ceza mı bilmiyorum. Bu süre zarfında kendi içim de çokça yolculuk yaptım. Zaman yolculuğuna inanır mısınız? Yapmasaydım..




  Kasım 2017


   Bir kere sadece, bir kere olsun bunu yaptım. İç sesimi dinledim içerideki çocuğu dinledim o masum kararları alan sesi dinledim ve şuan nerede miyim? Schiphol Havalimanı! Burada ne yaptığım hakkında en ufak fikirim dahi yok. Sahiden ne yapıyorum burada? Neden buradayım? Bu fedakarlık onun için değer mi? Umurumda değildi hiç bir şey, en ufak şekilde bile umurumda değildi. Hayatım da ilk defa yanılmadığımı hissettim, hayatımda ilk defa içimdeki sesi dinledim ve buradayım. En ufak pişmanlık yaşamadan elimde valizim beni arabayla alıp otel odama götürmesini bekliyordum. Sadece tek düşündüğüm şey yüzü ve yaşadığım heyecan. Aklımda en ufak soru işareti yok. Anı yaşıyordum evet evet yaptığım tek şey buydu anı yaşamak. Amsterdam günlerin. Mutluluk. Enerji...



   Kasım 2016


   Soğuk bir kışa gireceğimiz belliydi, her dışarı çıktığımda soğuktan kaçmak için kendimi önce arabaya ardından metro daha sonra okul servisine ve okula atıyordum kulağa çok meşakkatli geliyor gibi göründü sanki, ama bunları hepsi minimum 30 dakika sürüyor. Zaten ondan 2 ay sonra baldırlara kadar kar yağdı. O sıralar tinder kullanıyordum bomboş birileriyle konuşup yazışıyordum o güne kadar hayatımda 2-3 kişi ile buluşmuştum biliyorsunuz, pek birileriyle buluşma niyetinde değildim hala da değilim. Bir hafta öncesinde bir instagram adresi dikkatimi çekmişti iki like attım, güzel bi sayfası vardı dikkat çekmemesi mümkün değildi o da beni likeladı sonrasında aynı şeyi ben ona ve o beni takibe bende onu takibe aldım o halde içinde tinder da çok tesadüfü şekilde eşleştik düşünmemiştim orada karşılaşacağımızı 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hadi yaz birşeyler, düşünceni bilelim;