Ne kadar uzun bir seri oldu değil mi, bölük pörçük olmasından böylesi daha iyi, hem en son yazdığımdan bu yana neler olduğunu size özet geçmiş oluyorum yani anlayacağınız 4 ayımı size sıkıştırılmış paketler şeklinde sunuyorum. Beğenen alır beğenmeyen almaz bknz bir önceki yazımı 11 kişi okumuş. Umurumda mı?
Bu arada iyiden iyiye blogumu gerçekten sevmeye başladım, her ne kadar sabah 4-5 arasında yazmayı alışkanlık edinmiş olsam da benim açımdan bir sorun yok, ha tabi uyku düzenimi alt üst ettiğimi var saymazsak :) Onun dışında ailemde baya bir iletişim kopukluğu var şuana kadar yanılmıyorsam hiç bahsetmedim ama bu benim gerçekten sinirimi bozuyor, sanırım bunu bi hale anlatmalıyım..
Hani birine aşık olduğunuzu sanırsınız, kendi kendinize tiriplere girip, filmlerde gördüğünüz gibi yemeden içmeden kesilme taklitleri, intihar girişimleri, sevip de kavuşamamak, tripler, arabeskin dibini vurmak gibi şeyler yaparsınız ya ama meğersem bende onları sadece aşık olduğumu sandığım ama yalnızca hayran olduğum kişileri kendimi aşık diye yedirip (ne kadar zor bir cümle oldu) kendimi Leyla ile Mecnun yerine koymam bir hataymış yani bunu bende henüz yeni anlıyorum. Sizde bunu iyice gözden geçirip ona göre haller edinin kendinize.
Ama bu sefer cidden öyle değil bunu kendime defalarca sordum. Gerçekten tutuldum mu? Yoksa salak saçma triplere girmeye devam mı? Hayır duygular, hissettiklerim, öncekilerden bariz farklı. Birinin gözlerinde kaybolmayı ilk defa anladım yada anladığımı sanıyorum. Bakışlarını kazanmaya çalıştıkça, kendimi kaybediyorum.. Bilemiyorum ne yaşadığım konusunda.
Buna rağmen kendimi öylesine dizginledim ki.. Bazılarınız "seviyorsan olduğu gibi davran" diye bilir ama cidden şıp sevdilikten bıktım. Onu abim olarak görmek istedim yada bir baba olarak. Her ikisine de çok ihtiyacım yok muydu? Bana erkek, hatta daha da erkek gibi davranmayı yada öğretmeyi? Vardı.
Bir kere yaptığım en büyük hatayı yapmayı bıraktım. Gerçekten arkadaş ortamına sahip olmak istiyorsanız okuldan sonra bir şeyler yapın, kaynaşın, çay kahve için vs. benim gibi okul biter bitmez eve uçmayın. İlk kez okuldan eve gitmeyip arkadaşlarla takıldım. Biz ek yerleştirme grubu okula 3-4 hafta geç dahil olmamıza rağmen normal yerleşenler kaynaşmış hatta sevgili olup başka birileri ile aldatış 2-4 hafta içinde yaşanabilemeyecek en saçma şeyler yaşanmıştı. 2 Hafta tanıdığım biriyle sevgili olmam saçma dememiş kimse. Öyle bir grubun içine düştüm birden bire anlayın artık. 8 kişiydik yanılmıyorsam okulumuza biraz yakın sayılabilecek bir Avm'ye yollandık. Yolda sonradan dahil olan kızların 3de benim Güney'de uzun bir süre kaldığım yerden geliyorlardı ve okuduğum ilk okulu bile biliyorlardı böyle bir tesadüflüğümüz vardı. Ayrıca 3 kızımızdan biri galiba biseksüeldi. Bunu bana arkadaş grubunun en yalancı çocuğu söylemiş gerçi onla tanıştığımızda bana adım Mert demiş daha sonra başka bir isim daha sonra kendi ismini söylemiş, doğum yerini 38 kere yalan söyledikten sonra bana söyledi sonrada gelmiş bana güzel yüzlü kıza biseksüel demişti. Ne kadar inanmalıydım? Birden LGBT içine mi düşmeliydim? Ayrıca bu 3 Güneyli kızdan yeşil gözlü olanı bunun sevgilisiydi ve onu 4 hafta içinde bir çok kez aldatmış. Allah'ım ne çarpık ilişkiler ama.. 3. Güneyli kızımızda düz saçlı güzel bir kızımızdı onda pezevenk gülüşlü çocukla çıkıyorlardı ee geriye mavi göz ve ben kalmıştık ha birde doğulu bir çocuk onu boş verin siz. Yemeklerimizi beklerken güzel yüzlü kız gelip bana biseksüel olup olmadığımı sordu bende red ettim. Yalnız kimse gelip direk gay demiyor, biseksüel yakıştırması yapıyor. Sanki daha masuma neymiş gibi.. Biz bir yerde oturup yemek yedik ama size masanın aldığı şekilden katıldığım grubun (zeka) yaş seviyesini anlatacağım. Hatta paintten çizsem mi ben bunu acaba.. Şimdi herkes yemeğini alıp geldi. Bir tek yalancı çocukla, yeşil gözlü kızın arası aldatmalar yüzünden bozuk olduğu için yalancı çocuk başka bir yerde yedi, kızda salak onun yanına gitti bir daha gelmedi masaya. Şimdi iki masayı yan yana düşünün biz buna 5 kişi olarak gayet rahat sığabilirdik değil mi? Mavi gözlü çocuğumuz kaslarını kasa kasa bir masa daha çekti (abarttım aslında öyle havaları yok çünkü) ama çektiği masayı ikinci masanın üstüne çekti. Yani ben bunu paintte çizim en iyisi. Sinirimi o şekilde atacağım belli ki
Olay bu dur, mal gibi en başta oturup dışlanan ben.. Boleyn yan tarafımıza gel deseler de gitmedim. Ne gereği var, ben bir kere oturmuşum ben orada ağırlığımı koymuşum. Onu geçtim masa şeklinizden zeka seviyeniz anlaşılıyor. Onu da geçtim beni kimse ayağına çağıramaz. Gereği varsa onlar gelir.
Ne mi oldu? Mavi göz ve sınıf arkadaşları ile kısa sürede takılmaya başladım. Diğer sınıf arkadaşlarım bana saçma salak sorular sormasına rağmen takıldım. Onlarla da arkadaş olmaya çalıştım ve sonunda da başardım. Pek umursamıyorum onları ama benim içerde tanıdık adamlara ihtiyacım var, sadece aracı olabilecek insanlar. Benim kutsal yolumdaki her amacım için basamaklar. Ve başardım..