29 Ocak 2016 Cuma

Balmain


(soldan sağa) Adriana Lima, Rosie Huntington-Whiteley, Crista Cober, Isabeli Fontana ve Joan Smalls


   Bugün aslında uzun zamandır merceğim/merceğimiz altıdan olan bir markadan bahsedeceğim, bugüne kadar hiç modadan bahsetmediğimi fark ettim. Moda çok büyük bir okyanus, neresinde tutarsan orasından gitmiyor. Çünkü her an kendi tarzını kendi giydiklerini bir şeylere uyarlamak zorundaymışsın gibi hissedersin. Bazen de bir mankenin üstündekini bire bire aynı şeklinde giyersin. Her gün heran farklı bir şey çıkıyor, bu aynı teknoloji gibi heran yeni gelişmeler olabilen bir şey. Mesela bir ünlü kendi instagram hesabına bir fotoğraf çekip koyuyor, elinde tutuğu şeyin ise bir ürün yerleştirmesi. Hop stoklarda bitiyor o ürün. Herkes onun gibi kombinlemeye çalışıyor.

   Reklam sektörünün başında aslında olayın en büyük temsilcisi instagram, diğer platformlara göre daha görsel bir etki bırakmasından dolayı bu nedenli revaşta. İnstagrama girişi, çok uzun bir süredir olan bişi değil maksimum 2 sene, özellikle son yılda bunu fark eden markalar bunu potansiyel reklam olarak gördükleri için bu işi arttırarak devam ettirmekteler. Bakalım önümüzdeki zamanlarda neler çıkacak.
 

Bella ve Gigi Hadid, Kylie ve Kendall Jenner, Joan ve Erika Smalls

   Lafı dolandırmadan bahsetmek istediğim şey Balmain. Neden Balmain mi? Bahsetmek istememin sebebi aslında beni bu yola getiren şey. Pazarlama taktikleri her zaman dikkatimi çekmiştir. Olivier'ın yaptığıysa oydu ve merceğime yaklaşık bir yıl önce girdi. Aslında Christophe Decarnin'den de bahsetmek isterdim ama onun yerine size geçtiğimiz senelerde yeni kreatif direktoru Olivier rousteing'in Moda pazarında markayı çığ gibi büyütmesini bahsetmek daha tutarlı olur. Sonuçta şu kıştan ayından beri herkes H&M and Balmain koleksiyonunu biliyordur değil mi? Burada bilmeniz önemli, aklınıza kazındı mı? Evet kazındı, o zaman bir pazarlama taktiği işe yaramış demektir.

  
Kim Kardashian, Olivier Rousteing

    "Olivier, 1986 yılında Fransa’da dünyaya geldi. Çocukluğu Fransa’nın beyaz ve kırmızı şarabıyla ünlü Bordeaux şehrinde geçti. Paris, küçük Olivier’in ayak seslerini gençliğe adım atarken duyar gibiydi. Olivier’in tek hayali Paris’e yerleşip büyük bir tasarımcı olmaktı. Bir hayalin peşinden koşabilmek için sadece yetenek yetmez bazen. Onda yetenekten fazlası vardı. Mezun olduktan sonra usta koltuğuna oturmak deyim yerindeyse her yiğidin harcı değildir. Olivier 2003 yılında mezun olur olmaz Roberto Cavalli’nin kreatif direktörlük tahtını ele geçirdi. 5 yıl süren Cavalli hikayesi ardından, genç tasarımcının yolu Balmain ile kesişti." Vogue Türkiye

   Size şimdi olayların bomda gibi patladığı o ana götüreceğim. KARDASHİAN 
Olayların aslında başlama yeri Kanye West ve Kim Kardashian. Belki çoğunuz hatırlar. Balmain Spring/ Summer 2015 Menswear. Erkek giyim olmasına rağmen artık hatır namına mı bilinmez ama Kimye olarak oradaydılar aslında dikkati çeken bir noktaysa bundan sonra başladı. Vogue'da şöyle bir başlık atıldı: "Balmain Ordusuna Onlarda Katıldı" Biz daha olayı tam kavrayamadan Balmain Army/ Balmain ordusu diye bir kavramla karşılamamız yetmezmiş gibi bu sene generallerin bile olduğunu öğrendik, ünlülerin sıraya girdiğini öğrendik. Tabi Olivier'ın Kardashian ailesiyle yakın bağlarının olmasının da bu işin kat kat büyümesine neden oldu. Tamam Kardashianları belki sıradan veya sıkıcı ve hatta utanç verici bulabilirsiniz ama Kylie 49M, Kim 58M, Kendall 47M (Milyon) İnstagram takipçilerinin olduğunu düşünürsek. Bu işin neden patladığını anlamak zor değil.




   Yıllar içinde kendi zevkiyle Balmain'in geleneksel çizgisini harmanlayan Olivier'ın. Yıldızı zaman içinde daha çok büyüdü. Yeni bağlantılar, yeni iş birlikleri derken H&M Balmain ile bu sefer orta sınıf için el işciliğini H&M ile birleştirip. Büyük izdihamları yarattılar, bunu rezillik olarak mı yorumlarsınız hiç bir fikrim yok ama tam bir izdihamdı. Belki de marka reklamlarında Kendall Jenner'ın ve Gigi Hadid'in yer almasındandır, belki de altın altın ışıldayan elbiselerin 300 tl'ye satılmasından mıdır bilinmez. Özel lansımanlar, özel davetler ve daha sonrasında halka açık satış yapıldı. Ama izdihamda kapılarda saatlerce bekleyen insanlar mı dersiniz, izdihamda ezilenler mi dersiniz bin bir olay. 

   Ardın da o sıralarda bütün ünlüleri aynı fotoğraf pozuna sığdıracak bir doğum gününü kutladı. Aslında yazının başından bu yana anlayacağınız gibi hatır işleri ve iyi dostlular ve elbette birazcık yetenekle olacak şeyler bunlar gibime geliyor. Elbette işin aslı yetenek ve eğitimde de yatıyor. Çok dikkatimi çeken bir şey daha eklemek istiyorum tamam elbette şuan Balmain defilelerine çok çok ünlü mankenler çıkıyor ama Christophe Decarnin'da Olivier Rousteing'de Esmod mezunu olduğunu biliyor muydunuz?

   İşte en son Balmain Ordusuna katılan Generaller. Hakikaten Generaller yalnız, eski ve sağlam isimler var aşağıda. İlkbahar/Yaz 2016 koleksiyonu için aslında yine Kardashian'ların aile markası gibi olduğu için yeni sezon için gene Kendall Jenner görmeyi planlarken işler tamamen değişmişe benziyor. Doksanların fırtınalarından çıkagelen üç ziyaretçi karşıladı bizi Claudia Schiffer, Cindy Crawford ve Naomi Campbell. Olivier'ın tamda istediği gibi sexy değil! Güçlü, asil ve cazibeli kadın imajı için biçilmiş kaftan bişiler bunlar.

"Tarzını dört kelimeyle tanımlıyor: lüks, modernite, çeşitlilik ve kalite. Paris’te kurulan Balmain ordusuyla dünyayı ele geçirmeye kararlı. 2015’in ilk aylarında Londra’da açtığı Balmain mağazası, Olivier’in ordusunun Paris dışındaki ilk kale olma özelliğini taşıyor. " Vogue Türkiye







22 Ocak 2016 Cuma

Yeni sayfalar




Evet yeni yılın ilk yazısına başlamış bulunmaktayım not hepinizden nefret ediyorum.
   Aslında cidden itiraf etmeliyim ki, yeni yılın ilk haftaları harika geçti hatta durup lan ne oluyoruz diye kendime sordum ama takibi her çıkışım, Atatürk'ün dediği çağdaş medeniyetler seviyesine çıktığım gibi direk popomun üstüne düşmem bir oldu. Yok canım ölmedim ciğerlerim söküldü sadece
Yazının ilerleyen kısmında belki laf lafı açarda duyarsınız çünkü şuan anlatmak gibi bi planım yok.
   Benim şu kararlar alma merasimimi biliyorsunuzdur belki bknz önceki yazılara, evet yeni yılda da bir sürü ton karar aldım. DETOX. Bu kararımı ertesi gün 5 dilim irmik tatlısı yedikten sonra tuvalette, boğazımı parmaklarken kutladım. İtiraf etmeliyim ki tatlı, abur cubur yedikten sonra acayip derecede pişmanlık hissediyorum, sanki yedikten yarım saat sonra yüzüm afrika fiziki haritası gibi kabar kabar kabaracak, sivilceler, çıbanlar, yandan sarkan kilolar. Aklıma envai çeşit şey geliyor. Aslında arkada bıraktığımız yılda, yaptığım programda üç aya yakın çikolata şekeri ne varsa çıkarmıştım hayatımdan. Bu yıl daha kontrollü olucam derken yoğurt yedikten sonra ekler yiyip,  iki porsiyon supangle yiyip kusma seviyesinde buldum kendimi. Artık kendime resmen angajman kuralları koyma zamanım geldi ama ne zaman? I don't know.



   Bu yıl ben baya kendimi aştım, sanırım bu karar alma olayı beni baya yönlendirir oldu. Daha kesin ve daha arkasında durulur şeyler yapar oldum. Aslında bu insanların arasındaki ıhmm rekabet ilişkisinden de olabileceğini düşünüyorum. Bu bizleri daha dişli rekabetçiler yapıyor daha girişken ve korkusuz oluyoruz.
   Haa bide şu var sinirlenince gözü dönen tipler var. Bu tipler sinirlenince asla yapmam diyecekleri şeyleri yaparlar. Hırs, sinirini çıkarmak için yaparlar genelde. Ben mi yok canım ben onlardan değil-dim ama işin aslı meğerse öyleymişim. Beni sanırım arkadaş çevrem gene bunalttı ve bende  İstanbulu en sapığı gözü ile bakılan insanına akşam kahve içmek için davet ettim. Evet sanırım sen okurumu da elden geçirmiş olma ihtimali baya yüksek olan biri. Çünkü dış görünüş bakımından çoğu kişiye göre çekici bulunan bi tip. Aslında biz bunla malum uygulama üstünden konuşmuştuk bir yıl önce ve benim telefonum bozulmadan önce bana numarasını vermişti.  Ara ara yazışıyorduk. Arkadaşlarımla da kavga edince ben hangi akla hizmet öyle davet ettiysem, bir kaç gün sonra karşımda buldum. Sohbetimiz uyuştu ve ona güzel bir dille hiç bişi istemediğimi ifade ettim, oda anlayışla karşıladı. Sonra biz her nasıl olduysa best friend gibi bişi olduk ama arada böyle garip bi çekimde vardı. Daha sonra ben ilgisizleşince aramız bozul şimdi konuşmuyoruz. Konuşmuyor oluşumuz iyi mi oldu kötü mü oldu hiç bir fikrim yok etrafımdaki kimse ondan haz etmedi, onun tuhaf aurosu herkesi kötü yönde etkiledi..

   Birde şuan öyle bir noktadayım ki, ulaşılmaz sandığımız insanların gerçekten de o kadar fazla ulaşılmaz olmadığını daha çok farkına vardığım o tuhaf noktadayım. Aynı şekilde başaramayacağım gibi gözükün şeylerin aslında o kadarda güç  bir şey olmadığının farkına daha çok vardım. Ama elbette şuanda bir yerlere gelmek ve elimde tutabileceğim soyut şeyler için daha çok çalışıp daha çok çaba sarf ediyorum. Elbette her şeyin fazlasını istememek lazım bazen hayatınızın köşesine oturup, sırtını yasladığın o köşeden etrafa bakman gerek diye düşünüyorum. Elinde tuttukların ve diğer yandan elinde kaçırdıkların ve kaybettiklerin. Sonra karar veriyorum evet ben daha fazlasını istiyorum.

Umarım Blogumun yeni şeklini beğenmişsinizdir.
Mutlu hafta sonları